Dünyaca ünlü yıldız futbolcu Mesut Özil, kendisini renklerimize bağlayan 3,5 yıllık anlaşmaya imzayı attı. Başkanımız Ali Koç ve Sportif Direktörümüz Emre Belözoğlu’nun da yer aldığı imza törenine 100’ün üzerinde medya mensubu katıldı. Yabancı medya kuruluşlarının temsilcilerinin de yer aldığı törende Mesut Özil için hazırlanan özel videoların gösterimi yapıldı.

Başkanımız Ali Koç, imza töreninin başında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Sayın Divan Kurulu Başkanım Vefa Bey. Vefa Bey pandemi koşullarından dolayı uzun zamandır aramızda yoktu. Bugün bizimle birlikte olduğu için teşekkür ederim. Kadıköy Kaymakamımız, Üsküdar Kaymakamımız, sadece bugün değil her zaman bizim yanımızda oldular, bugün de buradalar. Devletimizin değerli temsilcileri, Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarım, Sevgili Mesut ve Ailesi sizler de hoş geldiniz. Hem yerel hem de uluslararası basın mensuplarına ve Mohikan uygulamasıyla Zoom üzerinden bizlerle beraber olan tüm taraftarlarımıza ve ekran başında bizleri seyreden tüm Fenerbahçelilere ve tüm sporseverlere, herkesi saygı ve sevgiyle selamlıyor, hepinize hoş geldiniz diyorum. Sağ olun, var olun.

Şu an fiziken taraftarlarımızla beraber olamasak da Mesut’un gelişiyle birlikte her zaman olduğu gibi taraftarlarımız coşkularını bizlerle paylaştılar. Bu transfer özelinde yaptığımız her hamleyi yeni rekorlara imza atacak seviyeye getiren taraftarlarımızın desteği için teşekkür ediyorum. İnşallah hep beraber omuz omuza Mesut’un da ailemize katılmasıyla nice güzel anılarımız, başarılarımız ve şampiyonluklarımız olacaktır. Kulübümüz için tarihi günlerden bir tanesi daha ve bugün buraya katılmak isteyen çok sayıda basın mensubu oldu. Gerek yurt içi gerekse yurt dışı 150’nin üzerinde talep aldık. Sizlere de katılımınız için çok teşekkür ederim. Sadece katılımınız için değil bugüne kadar bu transfer sürecinin başından başlayarak vermiş olduğunuz destekler, Mesut gibi bir markanın ülke futboluna katacakları, Fenerbahçemize katacaklarını en güzel şekliyle haber yaptığınız içi sizlere teşekkür ediyorum. Yabancı basın kuruluşlarına da hoş geldiniz diyorum, onlar sık sık aramızda olmuyorlar. Bununla beraber pandemi koşulları nedeniyle kabul edemediğimiz, taleplerini yerine getiremediğimiz diğer kişilerin de affına sığınıyoruz, umarım anlayışla karşılarsınız.

Bugün ben biraz konuşacağım, videolarımız var, Kaptanımız konuşacak. Emre, Sportif Direktörümüz ama ‘kaptanımız’ diyoruz. Daha sonra Mesut konuşacak. Soru-cevap alacağız.

Ben size kısaca bu iş nasıl oldu? Fenerbahçe’nin Mesut’la, Mesut’un Fenerbahçe ile hikayesi nasıl başladı? Bu transfer nasıl gerçekleşti? Kısaca anlatmak istiyorum. Çünkü burada Mesut’un kariyerini oturup konuşacak kişi ben değilim. Zaten herkes konuşuyor, herkes yazıyor, herkes biliyor. Bununla vaktinizi almaktan ziyade işin sır tarafına dair perdeyi birazcık aralayalım istedik.

Hepiniz biliyorsunuz ki Mesut, pek çok kez, sık sık Fenerbahçe’ye olan sevgisini, sevdasını, çocukluk zamanındaki Fenerbahçeliliğini çok değişik yerlerde sık sık dile getirdi. Biz, bu hikayenin başlangıç tarihi olarak Mesut’un evlilik gününü yani düğününü alıyoruz: 7 Haziran 2019. Tanışmadığımız için beni çağırmamıştın(Gülerek). Ama o gün dünya evine girdiler, büyük aşkını evlilikle taçlandırdı ve o gün Sayın Acun Ilıcalı bir tweet attı. Bir fotoğraf paylaştı ve o fotoğrafın altına da ‘İnşallah bu sene vatan hasretin sona erer Mesut’ dedi. Ve aslında bu fotoğraf, bu cümle günlerce Fenerbahçe taraftarının arzu ve beklentilerinin fitilini ateşledi. Bu fitilin kıvılcım olarak büyümesi sadece 13 gün sonra 20 Haziran 2019’da yaptığımız WinWin kampanyası yayınında başladı. Şimdi orada bir hatırlama yapalım. Aslında biz o gün, o gece, o tarihte ifade edilenler için bizler için yeni bir hikayenin başlangıcıymış.”

Acun Ilıcalı’nın WinWin programında Mesut Özil ile ilgili sözlerinin barkovizyona yansıtılmasının ardından Başkanımız sözlerini şöyle sürdürdü.

ACUN ILICALI’NIN MADDİ-MANEVİ DESTEĞİ OLDU

“İşte böyle başladı. Bu hikayenin pek çok kahramanı, mihenk taşı, emek sarf edenleri oldu ama tüm bunların ötesinde sevgili Acun Ilıcalı’nın çok önemli bir rolü, maddi ve manevi desteği oldu. Onun hayalleri, benim anne tarafından dedem, arzu etmek, hayal etmek , elde etmenin yarısıdır, derdi. Bu süreçte onu beraber yaşadık. Dolayısıyla bugün kendisi aramızda değil, dün gece konuştuk. Sevgileri, selamları var. Bağlantı yapacaktık, saat farkı, ‘ne olur ne olmaz yapmayalım’ dedi. Onun için gıyabında teşekkür ediyoruz. Anlatınca da hikayeyi daha iyi anlayacaksınız. Aslında bir yaz günü Acun’la oturduk, konuşuyorduk. Acun’un kendine has bir üslubu vardır. Başkan dedi, ‘Mesut’un sözleşmesi seneye bitiyor. Ocak ayından itibaren de önümüzdeki sezon için imzalayabilir’, dedi. ‘Arsenal ’la sözleşme yenilemeyecek gibi gözüküyor’ dedi.   ‘ Seneye haziranda Fenerbahçe’ye kazandıralım ben bu konuya çok sıcağım’ dedi. Ben de dedim ki, ‘Kazandıralım, kazandıralım ama bu mali şartlarda nasıl karşılayacağız?’ Keyifli, hava güzel, denizdeyiz. Ortam hoş güzel şeyle konuşuyoruz da, demin dediğim hayal etmenin arzu etmenin gerçekleşme, yarısı dediğim konu buydu. Acun dedi ki, ‘Mesut sadece bir futbolcu değil. Müthiş bir ticari potansiyeli var. Biz bunu bir şekilde, Kulübümüzün gücüyle yapabiliriz.’ dedi.   Ben dedim ki, ‘Gelecekse keşke ocak ayında gelse. Haziran’ı beklemeyelim. Ocak ayında da bir ihtimal olabilir. Böyle konuşuyorduk.  ‘Ben birkaç ay sonra yeni bir yatırımımı açıklayacağım. Exxen Dijital Platformu. Ben bunu dünyaya yaymak istiyorum. Exxen Dijital Platformu’ndaki Türk dizilerini dünyaya yaymak istiyorum’ Bildiğiniz gibi Türk dizileri son dönemlerde ihracat rekorları kırıyor. ‘Bu benim hedefimi yakalamamda hedefime ulaşmam da Mesut’un da çok büyük katkısı olacağına inanıyorum Başkan’ dedi. ‘Büyük düşünelim’ dedi. Biraz gülüştük, ‘tamam’ dedik, ‘konuşuruz’ dedik. 1-2 ay sonra kasım ayında işler yavaş yavaş somutlaşmaya başladı. Bu aslında bir fikir jimnastiğinden gerçeğe dönmek üzere olan bir sürecin başlangıcıydı. Kasım ayında Erkut ile görüştük. Kendisi Mesut’un, dostu, kardeşi gibi yakın, avukatı, menajeri, mentoru, her şeyi. Mesut için İsviçre çakısı gibi. Erkut ile konuştuk ve bu konuşmanın devamında bu transferin gerçekleşmesinin çok da olası olmaya başladığına inandım. Niye inandım? Çünkü bu görüşmede Erkut dedi ki, “Hepimiz biliyoruz ki Mesut kariyerinde bir gün Fenerbahçe’de oynamak istiyor. Ve bunu da 35-36 yaşında yapmak istemiyor. Şu an bir fırsat doğuyor. İnanın ki finansal konular kesinlikle öncelik değil, kısa zamanda görüşmemiz de fayda var.” dedi. 8 Aralık günü Samandıra’da bir röportajımız olmuştu. Bu konuya girmeyecektim. Günlük hayatımızda ne konular var? MHK, hakemler vs. onları konuşurken bu soru soruldu. Ben de o zaman gerçekleşmesi zor ama gerçekleşirse çok güzel bir rüya olur demiştim.

ARSENE WENGER’E MESUT’U SORDUK

8 Aralık günü biz aslında Samandıra’dan havaalanına gittik ve Londra yolculuğumuz başladı. Mesut’la görüşme yolculuğumuz aslında o röportajdan sonra başladı. Ve biz Londra’ya yola çıktık. Hatta yöneticiler, ben, Emre, Acun ayrı ayrı zamanlarda yola çıktık ki biraz da olsa mümkün olduğu kadar bilinmesin, duyulmasın istediğimiz için. Londra’ya vardık, ben Arsène Wenger ile bir görüşme yaptım. Mesut’u sordum, tabii Mesut’un sahadaki hünerlerini sormamıza gerek yok ama ‘bugün Mesut nasıl?” dedim. Sakatlığı var mı? Soyunma odasında nasıl? Fitt mi? Sahada nasıl? Bize gelir, tepeden bakar mı?(Gülerek) ve tüm bunların sonunda Arsene Wenger’den o kadar olumlu geri bildirimler aldım ki, ona da buradan teşekkür ederim. Ardından Arsène Wenger’i, Erol Bulut hocayla telefonda görüştürdük. O da soracağı soruları sordu. Bizim için çok da faydalı bir görüşme oldu. 10 Aralık Perşembe günü yine Londra’nın dışında bir yerde bir dostumuzun evini tercih ettik. Orada da pandemi koşulları var, kimse duymasın bilmesin. Aslında zamanında Arsenal’in büyük transferlerinin yapıldığı bir evdeydik. Orada Mesut ile tanıştık, Mutlu ile tanıştık, Erkut ile zaten konuşmuşluğumuz vardı. Ben, Sayın Selahattin Baki, Kaptan, Acun Ilıcalı oturduk konuştuk, dertleştik. Orada bir şey dikkatimi çekti. Konuşmamız sırasında Mesut, çocukluğundan veri gönül verdiği takımda oynama hayallerinden bahsetti. Ve bunun için kesinlikle ve kesinlikle maddi konuları sorun etmeyeceğini söyledi. İşte burada iş dönüşü olmayan bir yola girdi. Londra dönüşü hepimiz kendi yerlerimizde, mekanlarımızda detay görüşmelere başladık, pürüzler giderildi, transferin detayları netleştirildi, transferin gerçekleşmesi için Mesut ile kulübü Arsenal arasında tamamlanması gereken tüm süreçler tamamlandı ve bugün huzurlarınızda, karşınızdayız. Kısacası daha düne kadar gerçekleşmesi bir rüya olarak görülen hatta bazıları tarafından kesinlikle imkansız, mümkün olamaz’ diye görülen bir transferi daha Fenerbahçe gerçekleştirdi. Geçmişte de transferlerimiz oldu. Belki dünya futbolunda kariyeri bu kadar yüksek olmasa da büyük isimler olamaz dendiğin zamanlarda Fenerbahçe kendi imkanlarıyla, büyüklüğüyle bunu gerçekleştirdi. Aslında bu transferin gerçekleşmesi adına Fenerbahçe lehine pek çok şey sıralandı, yan yana geldi. Neydi onlar bir daha özetleyelim: Kariyerinde bir gün çocukluk aşkı olan Fenerbahçe’de oynama arzusu, ailesiyle birlikte Türkiye’de yaşama isteği ve Türkiye özlemi, bu arzusunu gerçekleştirmek için finansal anlamda yapmış olduğu özveri ve finansal konuları öncelik yapmaması. İnanın önünde bizden çok daha iyi teklifler vardı. Bu transferin, böyle bir dünya yıldızının bonservissiz kulübümüze gelebilme imkanı, Mesut’un Arsenal’daki durumu ve bu durumundan mutsuzluğu, Acun Ilıcalı ile olan yakın dostluğu, Acun Ilıcalı’nın Fenerbahçeli olması ve kendisinin EXXEN platformunu kurma zamanlaması yani tarihi ve bu platformu ve Türk dizilerini dünyaya tanıtma hedefi… hepsi yan yana geldiğinde tüm bu şartlar ve bu şartların zamanlaması bir araya geldiğinde Fenerbahçe lehine oluşan bir fırsat ve Fenerbahçe’nin büyüklüğüyle gerçekleştirilen bir transfer oldu. Bu süreçteki destekleri için kendisi kızacak bana ‘çok abartma’ diyor ama ben üstüne basa basa söylüyorum; bu transferin gerçekleşmesinde Sayın Acun Ilıcalı’nın büyük emeği, hizmeti, inancı olmuştur. Ona teşekkür ediyorum. Sayın Selahattin Baki, Mustafa Kemal Danabaş’a teşekkür ediyorum. Kaptanımız Emre Belözoğlu’na yani şimdiki Sportif Direktörümüze teşekkür ediyorum. Erkut’a teşekkür ediyorum. Mesut’a teşekkür ediyorum ve burada adını sıralamayacağım birkaç kişi daha var. Ve tabii ki şimdiden de teşekkür ediyorum, hocamızın Mesut’la takımımızı güçlendirme planlarına, stratejilerine…

Evet, Mesut kariyeriyle dünyaya mal olmuş bir yıldız, söylememe gerek yok. 2014 yılında Dünya Şampiyonu olan milli takımın en önemli oyuncularından biri. Genç yaşında Real Madrid gibi dünya kulübünün oyunun merkezine yerleşti, orayı sahiplendi ve yönetti. Premier League’in köklü takımlarından Arsenal’e rekor bir bedelle transfer olurken dünya spor kamuoyu bu transferler Arsenal’in yeniden büyük oyun oynamaya başladığı yorumlarını yaptı.

DÜNYA FUTBOLUNUN SON 10 YILINA DAMGA VURMUŞ BİR OYUNCU

Ve bugün dünya futbolunun son 10 yılına damga vurmuş oyuncularından biri olan Mesut Fenerbahçesine kavuştu.  Mesut artık Fenerbahçe takımının camiamızın bir parçası. Takım arkadaşları ve hocamızla, tüm ekibimizle birlikte futbol takımımızın başarısı ve bu camianın hedefleri için ter dökecek. Yani bugün Balayı bitiyor artık iş başlıyor, gerçek iş başlıyor. Futbolun bir takım olduğunu çok iyi bilen büyük bir profesyonel. Bu bilinçle takım adaptasyon sürecini en kısa sürede atlatacak, arkadaşlarıyla uyum sağlayacağına inanıyorum. Mesut’un kişiliği ve duruşu da futbolcu yetenekleri kadar değerli ve çok farklı. Yurt dışında futbol oynadığı dönemlerde attığı güzel golleri ve yaptığı asistleriyle öne çıkarken, bir yandan da insanlığa sağladığı faydayı hayranlıkla takip ettik. Mesut, sosyal sorumluluk projelerinde futbol sahalarındaki gibi özverili ve örnek bir duruş ortaya koydu. Futbolun kendisine kazandırdığı üne maddi imkanlara her zaman şükretti. Bunlara şükran eden biri olarak, bunları insanlığa yararlı olmak içinde kullandı. Bu duruşu onun dünyanın çeşitli coğrafyalarından milyonlarca insanın kalbine dokunmasını sağladı ve neticesinde futbolu ve hayırseverliği Mesut’u küresel bir markaya dönüştürdü. Tüm bunların yanında benim Mesut’u en sevdiğim özelliklerinden biri de çocuklarla olan ilişkisi, teması, muhabbeti, iletişimi. Kendisi gibi dünya yıldızının çocuklara dokunarak, onlara ilham olmasını, rol model teşkil etmesini çok değerli buluyorum. Bu özelliğinin de yeni nesillerin Fenerbahçeli olmasına büyük katkı sağlayacağını hem düşünüyor, hem inanıyorum. Biz Mesut’un transferi için gerçekleşmesi çok zor bir rüya dedik. Fenerbahçe camiasının büyüklüğünü Mesut’un buraya duyduğu bağlılığı bilmeyenler, ‘Gelemez, gelmez’ dediler. Biz bu rüyanın er ya da geç gerçekleşeceğini biliyorduk. Bu doğrultuda bu transfer gerçekleşene kadar sabırla inatla üstüne basarak söylüyorum, akıllıca, gaza gelmeden gaza getirmeden adım adım çalıştık, uğraştık. Çok şükür ki bugünleri hep beraber yaşıyoruz.

‘FENER OL’UN ADINI 4 GÜNLÜĞÜNE ‘MESUT OL’ YAPTIK

Temas etmek istediğim bir konu var. Hafta sonu ‘Mesut Ol’ diyerek taraftarlardan destek istedik. Buna bir açıklık getirmek istiyorum. Biz Mesut’un transferi için özel bir kampanya başlatmadık.  Fener Ol zaten iki yıldır devam ediyordu, 4 günlüğüne adını değiştirdik. Zaten dikkat ederseniz, ‘Mesut Ol deyişimiz, Mesut’un Türkiye’ye ayak basmasından sonradır. Mesut Ol, Fener Ol kampanyasının altında Mesut’un coşkusunun yaşanma biçimidir. Mesut Ol’daki Mesut kelimesi taraftarlarımızın yaşadığı mutluluğun temsilcisidir. Bu coşkulu süreçte yine Fenerbahçemizin yanında olan teveccühümüze büyük bir karşılık veren taraftarlarımıza bir kez daha teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Yanılmıyorsam SMS’ler çeyrek milyona yaklaştı.

Şunu da söylemek istiyorum, Mesut Öz’in Fenerbahçe’ye gelmesini hayal eden, gelmesi ile mutlu ve mesut olan taraftarlarımızın desteklerinin devamı da her zaman olduğu gibi bizleri de mutlu edecektir.

Bu vesileyle bugün bir kısmı aramızda olan yürüdüğümüz hedeflere, yürüdüğümüz yolculukta Fenerbahçemizin yanında olan tüm markalara değerli sponsorlarımıza da teşekkürü borç biliriz.

Son olarak, daha öncede vurguladığım gibi Fenerbahçe’de zaferlerin büyüklüğü mücadelenin zorluğu ile ölçülür. Hem sahada hem saha dışında. Bu söz tam anlamıyla Fenerbahçe’yi özetleyen ve her alanda gösterdiği mücadeleyi vurgulayan cümledir. Çoğumuz yaşayarak gördük.  Mesut bu yolda yürümeye yeni başlıyor. Takımının bir parçası olarak arkadaşlarıyla sahada en iyi performansını gösterip, zaferlerimizin bir parçası olacaktır. Olacaktır, çünkü kendisi Fenerbahçe’nin ne demek olduğunu ülkemiz için ne anlama geldiğini camiamızın ondan beklentilerini bu arma için çubuklu formamız için savaşan her şeyini veren oyuncuların Fenerbahçe taraftarı tarafından nasıl sevilip, sahiplenildiğini el üstünde tutulduğunu çok çok iyi biliyor. Ve de tüm dünyaya bir kez daha Mesut Özil’in kim olduğunu gösterme yolunda hem Fenerbahçe’ye hem de Türk futboluna büyük katkı sağlayacaktır. Aramıza hoş geldin, yolumuz açık şansımız bol olsun.

Daha sonra Sportif Direktörümüz Emre Belözoğlu konuştu. Belözoğlu şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Divan Kurulu Başkanım, Sayın Başkanım, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, değerli basın mensubu arkadaşlarımız, dostlarımız ve büyük Fenerbahçe taraftarına bir kez daha hoş geldiniz diyorum.

Mesut Özil bugün resmen bizimle beraber. Tabii Başkanımızdan sonra konuşmak kolay olmuyor; O çok güzel cümleler seçince… Dersime çok uzunca çalışmadım. Arkadaşlarla beraber bazı notlar aldık. Sizlere onları söylemeye çalışacağım.

Mesut’a renklerine bağlı olduğu Fenerbahçe Spor Kulübü’ne ‘hoş geldin’ diyorum. Fenerbahçe’nin şanlı tarihinde hepimizin bildiği gibi çok büyük transferler oldu. Başkanımızın da dediği gibi Mesut hepimiz için çok güzel bir rüyaydı, Mesut için de çocukluğunun hayaliydi. Bugün bu noktaya gelmesinde Başkanımızın dediği gibi, saydığı isimler gibi bizlerin de birazcık payı olduysa Yönetim Kurulu arkadaşlarım ve ağabeylerimle beraber ne mutlu bizlere.

Ben bu transfer sırasında daha yakından tanıdığım Mesut’la alakalı birkaç şey söylemek istiyorum. Mesut insani değerleri, mütevazı duruşu, samimice ülkesine, memleketine bağlılığıyla bütün gençlere örnek olabilecek bir kişi benim gözümde, gönlümde. Ne mutlu ki bu güzel insan Fenerbahçeli. Fenerbahçeli olacak bugün itibarıyla. Şanlı formamızın altında nice maçlara çıkacak inşallah. Ben değerli eşi Amine hanıma da teşekkür etmek istiyorum. Ailesine çok teşekkür etmek istiyorum. Onun  da en az bizim kadar bu transferde payı oldu diye düşünüyorum. Özil ailesinin bu samimi gerçek ilgisi gerçekten bizim için çok memnuniyet vericiydi. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.

Sözlerimi yavaş yavaş toparlamam gerekiyorsa, gerçekten bizim çok iyi bir takımımız var, çok da iyi bir hocamız var. Mesut’la beraber çok da güçlenecek bir takımımız olacağını düşünüyorum. Kupaları beraber kaldıracağız inşallah. Bütün Fenerbahçe ailesi ve Türkiye Mesut’u kucaklamak için bence sabırsızlanıyor. Bugün ve yarın inşallah iyi günde, kötü günde Mesut’la beraber olacağız, onu yalnız bırakmayacağız. Tekrar ‘ailemize hoş geldin’ diyorum.”

Mesut Özil’in törendeki ilk sözleri ise şunlar oldu:

“İlk önce herkesi selamlıyorum. Ne diyeceğimi aslında bilmiyorum çünkü heyecanlıyım. Aynı zamanda çok mutluyum. Başkanımızın dediği gibi Fenerbahçe için bir rüyaydı, benim için bir hayaldi. İki taraf için de bu muhteşem bağlantı artık olacak. O yüzden çok mutluyum. İnşallah takıma sahada yeteneğimle faydalı olacağım Allah’ın izniyle. Başarılı bir sezon geçiririz takım olarak. Ben Fenerbahçe’ye inanıyorum ve bir Fenerbahçeli olarak her zaman inanmışımdır. O yüzden burada olduğum için de çok mutluyum. Herkese teşekkür ediyorum.”

Törenin sonunda 10 yaşlarındayken 2019 yılında Mesut Özil’in Fenerbahçe’de oynaması için Mesut Özil’e mektup yazan Kuzey ve Yağız adlı ikiz kardeşler, 67 numaralı ve Özil yazılı olan Fenerbahçe formalarını getirdi ve Mesut Özil’e verdi. Mesut Özil’in imzaladığı bu formalar www.matchwornshirt.com/club/fenerbahce adresinde açık artırmaya çıktı.

SORU-CEVAP BÖLÜMÜ

İmza töreninde programı takip eden gazetecilerden ve video bağlantısı yapan taraftarlarımızdan da sorular alındı.

Soru cevap bölümü Mohikan’dan canlı olarak imza törenine katılan taraftarlarımızın sorularıyla başladı.

Kendisini kimin Fenerbahçeli yaptığı yönündeki soruyu Mesut, “Beni Fenerbahçeli yapan kendimim. Küçükken maçları seyrederken biri Galatasaraylı oluyordu, biri Beşiktaşlı oluyordu. Ben Fenerbahçeliydim. Hep Fenerbahçeliydim, öyle de kalacak.” diye yanıtladı.

Şu an Fenerbahçeli olarak beğendiği futbolcunun kim olduğu yönündeki soruya Mesut, “Eskiden Fenerbahçe futbolunu seyrederken Jay Jay Okocha’nın oynayış tarzını çok beğeniyordum. Şimdi Pelkas’ı beğeniyorum. Aynı pozisyonda oynadığımız için. Çok yetenekli bir oyuncu. O yüzden Pelkas diyorum.” cevabını verdi.

Ardından basın mensuplarının sorularına geçildi. Fenerbahçe’nin şampiyon olacağına inanıp inanmadığı yönündeki soruyu Mesut, “Tabii ki de inanıyorum. Fenerbahçe her sezon ligi kazanmak için oynuyor. Bunu en kısa zamanda yapıp bu sezon kazanacağız.” diye yanıtladı.

Beklentilerin üzerinde baskı oluşturup oluşturmadığı yönündeki soruyu Mesut, “Bir futbolcuya her zaman baskı vardır. Son dönemlerimde büyük kulüpler için oynadım. Her zaman baskı olmuştur. Fenerbahçe’de de baskı olacağını biliyordum. Benim için en önemlisi sahada elimden geleni yapacağım. Tabii ki de büyük kulüplerde oynadım ama Fenerbahçe benim için farklı bir şey. Sevdiğim, çok değer verdiğim bir kulüp. Elimden geleni yapacağıma inanıyorum. İnşallah her şey güzel olacak.” şeklinde yanıtladı.

Almanya’da doğan bir Türk olarak kendisini nasıl hissettiği şeklindeki soruya Mesut Özil, “Çok gurur verici benim için. Çok mutluyum. Çok heyecanlıyım. Sabırsızlıkla bekliyordum. İnşallah takım arkadaşlarımla artık antrenman yapıp da en kısa zamanda inşallah sahada olacağım. Takımıma yardım etmek istiyorum. Benim için çok yüksek bir şey. Çocukluğumdan beri hayal etmiş olduğum bir şey. O yüzden burada olduğum için çok mutluyum. İki taraf için de hayırlısı olsun.” cevabını verdi.

Yıldız transferlerin devam edip etmeyeceği yönündeki soruyu Başkanımız Ali Koç, “Bazı yöneticilerimizin hem kaptanımızın söylediği bir şey var; Evet çok iyi bir futbolcu transfer ettik ama bununla beraber Fenerbahçe’nin eski günlerde olduğu gibi tekrar büyük yıldızları getirme potansiyelinin tekrar gösterilmesi ileride başka kapıları açacaktır derler. O açıdan katılıyorum ama bir şeyi de unutmamanızı istiyorum. O bahsettiğiniz dönemlerden bu döneme futbol sektörü, futbol piyasası çok değişti. Fransa’nın gol kralını getirdik, İspanya’nın gol kralını getirdik… Hangi rakamlara getirdiğimizi biliyordunuz. Bugün aynı şeyi yapsak bütün Türk kulüplerinin mali gücünü bir araya getirin onu gerçekleştiremezsiniz. Dolayısıyla sektör değişti, ara açıldı. Bununla beraber Türk futbol sektörü mali krizle boğuşuyor. Dolayısıyla bunun geçmiş yıllardaki gibi olabileceğini sanmıyorum. O yüzden biz kendi yıldızlarımızı üretmeliyiz, kendi öz kaynağımızdan yaratmalıyız. Bu da tabii sabırla, inançla altyapılara yatırım yapmaktan geçiyor ama şunu tekrar ifade etmek istiyorum. Avrupa futbolunun, dünya futbolunun son 10 yılına damga vurmuş bir futbolcuyu bugünün şartlarında buraya getirmek her kulübün yapabileceği bir iş değil.” diye yanıtladı.

Cüneyt Kaşeler’in daha önce attığı bir tweetin hatırlatılmasının ardından Avrupa’daki başarı hedefleriyle ilgili soruyu Mesut, “Biz kendimizi biliyoruz, hedef sadece Türk liginde değil, Avrupa’da da Fenerbahçemizi en güzel şekilde temsil etmek. O yüzden biz oyuncular elimizden geleni yapacağız ligi kazanmak için. İnşallah Şampiyonlar Ligi’ne gidip orada kendimizi, Fenerbahçemizi en güzel şekilde temsil edeceğiz.” diye yanıtladı.

Almanya’daki futbolcu yetiştirme sistemiyle ilgili Mesut’tan nasıl faydalanılacağı yönündeki soruya Başkanımız Ali Koç şu şekilde yanıt verdi: “Demin ifade ettiğim, kapılar açılacak derken sadece gelişmiş oyuncular değil, Almanya’daki Türk vatandaşı ve futbolcu sayısı ve o oranın başarılı olma oranı ne yazık ki ülkemizde yok. Mesut’un aramıza katılması o konuda da bize kapılar açacaktır.” diye cevap verdi.

Bir gün Bundesliga’ya geri dönüp dönmeyeceği yönündeki soruya Mesut, “Hayır” yanıtını verdi.

Futbolculuk kariyerinde ‘keşke’ ve ‘iyi ki’ dediği anlar sorulunca Mesut Özil, “Keşke daha erken olsaydı, iyi ki şimdi olmuş.” diyerek Fenerbahçe’ye imza atmasına atıf yaptı.

Futbolculuk kariyerinde kendisini yalnız hissettiği ya da destek gördüğü dönemlerle ilgili soruya Mesut, “Yalnızlık asla hissetmedim. Ailem ve arkadaşlarım her zaman yanımdaydı. O yüzden yalnız değildim, çok önemliydi benim için.” şeklinde cevap verdi.

Çubuklu formayı ne zaman giyeceği yönündeki soruya ise Mesut, “Tam zaman veremeyeceğim çünkü çalışmalar sürüyor. İnşallah en kısa zamanda.” diye yanıtladı.

Fenerbahçe’ye ve İstanbul’a ilk geldiği zamanki izlenimlerini aktaran Mesut Özil, “Şimdi buradayım, Fenerbahçe oyuncusu olarak. O zamanlar Türkiye’ye geldiğimde her zaman stada gidip bir maçı seyredip o atmosferi kendim de yaşamak istiyordum, maalesef olmuyordu. Kendim aktif olarak olmuyordu. Şimdi Fenerbahçe oyuncusu olarak inşallah o güzel sahada takım arkadaşlarımla güzel maçlar sergileyeceğiz. O yüzden çok mutluyum.” dedi.

Saha içindeki oyun vizyonuyla ilgili Mesut, “Ben doğduğum yerde arkadaşlarımla, ağabeyimle her zaman futbol oynardım. Onlar da birkaç yaş büyük olduğu için her zaman top gelmeden önce düşünmeye başlardım ne aksiyonlar yapmalıyım diye. O süreçte başladı. Şimdi profesyonelken sahada aynı şekilde devam ediyor. Top bana gelmeden önce opsiyonlara bakarım, düşünürüm. Sahada oynayışım düşünmekle geçiyor.” şeklinde konuştu.

Schalke 04’te oynadığı dönemde antrenmana Fenerbahçe forması giyerek çıkıp çıkmadığı yönündeki soruya ise Mesut Özil, “Saygısızlık olurdu eski kulübüme karşı. Öyle bir durum yok.” cevabını verdi.

2010-2011 sezonunda gelen şampiyonluktaki orta saha kurgusundaki üçlüyle bugünkü üçlüyü kıyaslaması istenen Sportif Direktörümüz Emre Belözoğlu, “Alex Fenerbahçe tarihinin görmüş olduğu benim gönlümdeki en büyük futbolcu. Alex’i çok başka yere koymam gerekiyor. Yan yana oynadığım Christian çok iyi oyuncuydu ama samimice söyleyeyim, çok pozitif duygularla şu anki görevime soyundum. O yüzden Fenerbahçelileri mutlu etmek için uyanıyoruz ve onları da hep sabahlara mutlu şekilde uyandırırız.” cevabını verdi.

Fenerbahçe’deki ilk idmanı sorulan Mesut, “Çok güzeldi, takım arkadaşlarım çok iyi. Sıcak ve samimi karşıladılar.” yanıtını verdi.

Mesut, Burak Yılmaz’ın açıklamalarıyla ilgili soruyu ise “Burak kardeşimize gelirsek; ona başarılar diliyorum. İnşallah sahada kendisini, Türkiye’yi en iyi şekilde temsil eder. Başarılar diliyorum.” diye cevap verdi.

Mesut Özil Azerbaycan’da kendisini destekleyenlere teşekkürlerini, “Sadece Fenerbahçelilere değil, bütün Azerbaycan’a selamlarımı iletiyorum. Bizi destekledikleri için teşekkür ediyorum.” sözleriyle dile getirirken; Başkanımız Ali Koç ise “Azerbaycan–Türkiye dostluğunu ifade etmeme gerek yok. Bunu son dönemde statlarda da görüyoruz. Benim bir hayalim var; 3 ülkeye gidip maç yapmak. Bunlardan biri Azerbaycan. Mesut’un gelmesiyle Azerbaycan’da maç yapma konusu daha da kıymetleniyor çünkü onun orada ne kadar çok sevildiğini biliyoruz. Fenerbahçe’nin de ne kadar çok sevildiğini biliyoruz. Pandemiydi, yoğun maç trafiğiydi bunların arasına sıkıştırabilirsek –diğer 2 ülkeyi söylemeyeceğim- oraya gelmeyi çok istiyoruz.” dedi.

Azerbaycan’da İdman Araştırmalar Merkezi, Karabağ savaşında Azerbaycan’a verdiği destekle Yılın Cesur Futbolcusu seçilen Mesut, konuyla ilgili, “Beni destekledikleri için çok teşekkür ediyorum. İnşallah kısmet olursa bir gün Azerbaycan’a da gelirim, kardeşlerimizi de görmüş oluruz. Çok teşekkür ediyorum, selamlarımı iletiyorum.” ifadelerini kullandı.

Yayıncı kuruluşun Kulübümüze yönelik olumsuz tavırlarına istinaden sorulan soruyu Başkanımız Ali Koç şu şekilde yanıtladı: “Kendileri bu basın toplantısını, imza törenini önemsiyorlar ki burada olmamalarına rağmen galiba Anadolu Ajansı veya bir yerin bağlantısından gösteriyorlar. Size karşı bu kadar tavır veren bir kulübün hala içeriklerini gösteriyorsanız demek ki bu kulübün bir değeri, bir kıymeti harbiyesi var. Bizim tavrımız, tutumumuz net. Daha fazla bu toplantının vaktini çalmak istemiyorum. Bu tutum da sorunlar giderilene kadar devam edecektir. Konuşarak, diyalog kurarak çözülmeyecek hiçbir sorun da yoktur. Burada değiller bugün. Biz akredite etmedik. Buraya gelmek için talepleri olmuştu. Anlaşılan haber ajansının yayınından link veriyorlar. Oradan izleyen seyircilerimize de selam olsun.”

Çubuklu altında en çok futbol oynamayı istediği iki futbolcunun ismi sorulan Mesut Özil, “Fenerbahçe’de en çok birlikte oynamak istediğim iki futbolcu var. Birinci Alex, diğeri de Emre ağabey(Belözoğlu).” dedi.

Emre Belözoğlu ise “Bana soru sorulmadı belki ama ben de Mesut ile oynamayı çok isterdim diye cevaplamak istiyorum.” dedi.

Almanya Milli Takımına geri dönme ihtimalinin olup olmaması üzerine Mesut, “Ben bir yola girmişsem asla geri dönmem. O yüzden yok. Almanya Milli Takımına başarılar diliyorum. Ama ben asla bir daha oynamam.” cevabını verdi.

Yeni transferimiz, Arda Turan ile geçmişte İspanya’da şimdiyse Türkiye’de karşı karşıya gelecekleri yönündeki soruyu şu şekilde yanıtladı: “Arda Turan çok iyi bir kardeşimiz, çok yetenekli bir futbolcu. Sizin de ifade ettiğiniz gibi İspanya’da karşılıklı oynadık, burada da olacak. Ona da başarılar diliyorum. Hayırlısı olsun.”

Mesut Özil, dünya futbolundaki alışılmış 10 numaraların son temsilcisi olduğu yönündeki soruya ise, “Onu bilmiyorum, bitiyor mu ya da bitmiyor mu. Bütün dünyadaki takımları seyretmediğim için o konuda çok bir şey diyemem. Ama birkaç kulüpte halen 10 numara var, oynanıyor. Söyleyebileceklerim bu kadar.” şeklinde cevap verdi.

Sportif Direktörümüz Emre Belözoğlu, kendisine yöneltilen ‘takımda ‘cesur yürek’ olarak kimi görüyorsun?’ şeklindeki soruyu şu şekilde cevapladı:

“Ben, tek bir isim söylersem son dönemde arkadaşlarımın, takım içindeki bütün kardeşlerimin yapmış olduğu emeğe haksızlık edeceğimi düşünüyorum. Hepsi inanıyorum ki bütün Fenerbahçelileri son 7 haftalık periyotta göstermiş oldukları performanla sevindiriyoruz, sevindiriyorlar. Benim gözümde başarıdaki en büyük sahiplenilmesi gereken kişilerdir. Gustavo’yu söylemezsem haksızlık etmiş olurum. Mert Hakan’ın mücadelesini söylemezsem haksızlık etmiş olurum. Caner’in isyanını, Gökhan’ın oynadığı dönemde yaptıklarını, Altay’ın bu sene göstermiş olduğu performans… say say bitmez. O yüzden takımımdaki bütün kardeşlerimden, takım arkadaşlarımdan gayet çok memnunuz. Onların bu kupayı, şampiyonluğu, nice şampiyonlukları camiamıza armağan edeceklerini düşünüyorum. İnşallah da sezon sonunda böyle olacak.”

Mesut Özil ise oyun zekasını Fenerbahçe’de en çok kiminle paylaşacağı şeklindeki soruyu ise “Benim düşüncem en çok forvet oyuncuları faydalanacak. Çünkü sonunda final paslarını onlara atacağım için, forvetleri söyleyebilirim. Ama takım olarak da son maçı seyrettiğimde çok güzel bir futbol oynuyorlar. Veya antrenmana çıktığımda da çok yetenekli futbolcularımız var. O yüzden çok mutluyum ve gurur verici bir şey.” diye yanıtladı.

Efsanelerimizden Can Bartu’nın kızı Gülfer Hanım da video bağlantısıyla Mesut’a desteğini iletti. Mesut Özil buna “Desteklerin için teşekkür ederim. Ben de senin kadar heyecanlıyım. Bu çubuklu formayı giymek için. İnşallah takım olarak başarılı sezonlar geçiririz. Elimden geleni yapacağım.” diye cevap verdi.

Başkanımız Ali Koç, Fenerium’da satışa çıkan ve Mesut Özil adına tasarlanan bilekliği de tanıttı.

Başkanımız, “Bileklikteki ‘Sevgi Limit Tanımaz’ yazısı Mesut’un kendi el yazısı. Diğer tarafta imza tarihi var. Mesut’un kendi logosu ve tabiki şanlı armamız, logomuz var. Bunlarda artık Fenerium’da satıştalar.” dedi.

Haber Kaynağı: Fenerbahce.org